Dünya Mirası Kültür Turu

Bu turumuz İstanbul’un önemli noktalarıyla başlıyor, güneybatı kıyısına doğru görülmesi gereken yerlere uğrayıp Dalyan’da bitiyor. Dünyaca ünlü ören yerlerinin ve özgün doğa harikalarının müthiş bir birleşimi. Bu program 5 Dünya Mirası Listesi ziyaretiyle zengin bir içerik sunarak gez-gör-öğren tarzı sizi kesinlikle tatmin edecektir.

TUR ÖZETİ

İstanbul:
İmparatorluklar Başkentini keşfedin.

Çanakkale:
1. Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren alanları gezin.

Truva:
Homeros’un Mitolojik Kentini gezin.

Efes:
Küçük Asya’nın başkentini keşfedin, 2000 yıllık mermer caddelerde yürüyün.

Pamukkale:
Doğanın şekillendirdiği bembeyaz traverten terasları hayranlıkla izleyin.

Dalyan:
“Afrika Kraliçesi” filminin çekildiği kanallar boyunca tekneyle gezin.

TUR PROGRAMI

Rehberimiz şehir dışından gelenleri karşılıyor ve otelimize geçiyoruz. Varış saatine bağlı olarak Tarihi Yarımada’da bir ön keşif turu yapabiliriz.

Bugün Sultan Ahmet Meydanı civarındaki önemli yerleri keşfediyoruz. Topkapı Sarayı’yla başlıyoruz. Bugün ilk olarak Topkapı Sarayı’nı ziyaret ediyoruz. Burası Osmanlı Sultanlarının evi ve hükümet ofisi olarak kullanıldı. Saray ilk olarak Fatih Sultan Mehmet tarafından 1478’de yapıldı ve 400 yıl boyunca gelişerek 25 Sultan ağırladı. İşlevsel sadeliği ve ayrıntılı çini süslemeleri Klasik Osmanlı Mimarisini temsil eder. Mutfakları, Divan’ı, Sultanların köşk ve kasırlarını, hazineyi ve Dini Emanetler kısmını ziyaret ediyoruz. Ardından Sultanahmet Camiine geçiyoruz. Yapımında kullanılan mavi renk ağırlıklı on binlerce İznik Çinisi kullanıldığı için yabancılar arasında “Mavi Cami” adıyla da ünlenen bu yapı sadece bir Selâtin Camii değil, medrese, imarethane, mutfak ve türbe de içeren bir külliyedir. Namaz saatleri dışında ziyaret edip, Mimar Sinan ekolüyle yapılan bu muazzam yapının iç hacmini deneyimliyoruz. Öğlen yemeği için tarihi yarımadadaki Osmanlı Mutfağı restoranlarından birine uğruyoruz. Ardından 537 yılında İmparator Justinian tarafından yaptırılan ve Bizans İmparatorluğu’nun bir sembolü olan Aya Sofya’ya gidiyoruz. Erken Bizans Mimarîsinin muhteşem bir örneği olan ve 1500 yıldır ayakta duran bu yapı birçok Osmanlı camisine de model oluşturmuştur. 14 yüzyıl boyunca Rum Ortodoks Kilisesi, Roma Katolik Kilisesi ve en sonunda da Camii olarak hizmet vermiştir. 1000 yıl sonra Seville’deki Giralda Katedrali yapılana kadar dünyanın en büyük kilisesi olmuştur. İkinci kata çıkarak İmparator Locasından muazzam iç alana bakacağız. Akşamüstü serbestiz.

Çanakkale Savaşı cephelerini görmek üzere Gelibolu Yarımadası’na gidiyoruz. Anzak Koyu, Conk Bayırı, 57. Alay Şehitliği ve muhteşem Abide’yi gezerek tarihin akışını değiştiren bu savaşın geçtiği noktaları her iki taraf açısından bakarak öğreniyoruz. Yapılan yeni müzeyi de gezdikten sonra Eceabat’tan feribotla Çanakkale’ye geçiyoruz. Konaklamamız Çanakkale’de.

Yaklaşık yarım saatlik bir transferle 1998 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine giren Truva’ya geliyoruz. Yunanlılarla Truvalılar arasındaki savaşı anlatan Homeros’un İlyada’sının topraklarını geziyoruz. İlk olarak Henrich Schillemann tarafından 1871 yılında kazılan Truva bütün dünyanın dikkatini üstüne çekti. M.Ö. 3000 ile M.S. 1200 arasına tarihlenen 9 arkeolojik katman varHomeros’un bahsettiği “Muhteşem Duvarlar” halen ayakta. Sıra dışı koridorlu girişi, diğer kalıntıları ve yeni müzeyi geziyoruz. Ardından Bergama’ya geçiyoruz. Helenistik dönemin en güzel kentlerinden biri olan ve tarihî olarak Karya’nın bir parçası olan Pergamon, M.Ö. 4.yy’da Büyük İskender tarafından abat edilmiş. Doruk noktasına da Attalos hanedanı döneminde ulaşmış. Bergama Kütüphanesi antik dönemdeki İskenderiye Kütüphanesinden sonra 2. büyük kütüphane olmuş. Mısır’daki Ptolemaios Hanedanı papirüs satmayı durdurunca Bergamalılar bugün “Parşomen” dediğimiz kâğıdı ve sayfalı kitap sistemini bulmuşlar. Teleferikle asıl kalıntıların, aslı Almanya’daki Bergama müzesinde bulunan Zeus Altarı’nın ve dünyadaki en dik Helenistik tiyatronun bulunduğu akropole çıkıyoruz. Bergama 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine girdi. Gezimizin ardından Selçuk’a doğru yola çıkıyoruz.

Bugün günümüzün çoğunu Efes’te kullanıyoruz. Türkiye’nin en çok ziyaret edilen bu antik kenti 2015 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesinde. İyon Birliği şehirlerinden biri olarak Asya’nın kültür ve ticaret merkezi haline geldi. Antik dünyanın yedi harikasından biri olan en büyük mermer Artemis heykeliyle tüm dünyaya yayıldı ünü. Anadolu’da üretkenliğin sembolü olan Ana Tanrıça figürünün Yunan formuydu Efes Artemis’i, velakin aslı bu topraklara dayandığı için o da Anadolu’da tapım görüyordu. Efes ayrıca Aziz Paul’un 52 yılında ziyaret edip muazzam tiyatroda yaptığı konuşma, ilk Hristiyanların sıklıkla geldiği yer ve Azize Meryem’in ömrünün kalan yıllarını geçirdiği yer olduğuna inanılması nedeniyle Hristiyanlık için hac yerlerinden biri oldu. Yedi Vahiy Kilisesinden biri Efes’teydi. John İncilinin de Efes’te yazılmış olabileceği düşünülür. Alan 100 yıldan fazla bir zamandır kazılmakta ve yalnızca %15’i açığa çıkarıldı. Kalıntılar arasında gezip Celcius Kütüphanesini, Büyük Tiyatroyu, anıtsal çeşmeleri, Kuretler Caddesini ve başarılı restorasyonlar yapılmış Yamaç Evlerini geziyoruz. Öğle yemeğinden sonra Artemis Tapınağının bulunduğu yeri ve Efes Müzesini ziyaret edip Pamukkale’ye doğru yola koyuluyoruz. Akşam konaklamamız Pamukkale’de.

Pamukkale, Doğa Ana’nın sihirli bir harikası. Yüksek oranda Kalsiyum Bikarbonat içeren doğal sıcak suların biçimlendirdiği bu kadar sayıda traverten terasların dünyadaki tek örneği. Ayakkabılarımızı çıkarıp bu iyileştirici beyaz zemine basıyoruz. Ardından Hierapolis Antik Kentini geziyoruz. Buraso yamaçta kurulu geniş bir Greko-Romen şehir. M.Ö. 2. Yy’da Bergama Krallığı tarafından abat edilen şehir, yıkıcı depremlerin ardından Yunan karakterini kaybedip Romalılarca yeniden kurulmuş. Sıcak su kaynaklarının varlığı da orayı bir Sağlık Merkezi haline getirmiş. Havari Philip’in şehit edilmesinden sonra da Hierapolis erken Hristiyanlar bir Hac yeri olmuş. İyi korunmuş Roma Caddelerini, göz alıcı Tiyatroyu ve en büyük antik Nekropolü gezerek o şanlı günleri gözümüzde canlandırıyoruz. Ardından da 2 gece konaklayacağımız Dalyan’a doğru yola çıkıyoruz.

Dalyan yerli ve yabancı gezginler için popüler bir yer. Köyceğiz Gölü ile İztuzu Lagünü arasındaki ırmağın Doğu yakasında kurulu. Nehir Teknesine binip meşhur “Afrika Kraliçesi” filminin çekildiği sazlıklar arasından Caunos antik şehrine gidiyoruz. Burası deniz dolana kadar limanından tomruk, tuz, meyve ve zeytinyağı ihraç eden önemli bir ticaret kentiymiş. Roma Döneminde geçirdiği Sıtma salgınlarından sonra şehrin nüfusu önemli ölçüde düşmüş. Ardından yine teknemize çıkıp su kaplumbağası sahiline gidiyoruz. 7 km uzunluğundaki kumluk İztuzu sahili Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtlama alanı. Sahilde vakit geçirdikten sonra nehrin öbür yakasında yer alan Çamur Banyosuna gidebiliriz. Aslında oldukça eğlenceli ve ciltte iz bırakan bir aktivite. Ardından otelimize dönüyoruz.

Tur biter. Dalaman Havaalanına gidiyoruz.

GEZİ BİLGİLERİ

  • Zorluk Derecesi

    Kolay

  • Konaklama

    Farklı otellerde 7 gece

  • Süre

    Her gün sabah 08:00 gibi başlar, akşam 17:00 civarında biter.
    Ziyaret ve yolculuklar tüm gün boyunca sürer.

  • Ekipman

    Rahat ayakkabı, valiz ve günlük gereksinimler için küçük bir sırt çantası. Güneş Kremi, şapka, rahat kıyafetler.

  • Yemekler

    Kahvaltı, öğlen ve akşam yemekleri otellerde veya yerel restoranlarda

  • Luggage

    Valizler araçlarımız tarafından konaklama yerlerine taşınacaktır.

ÜCRETLENDİRME

Kişi başı ****** TL

Dâhil Olanlar
Konaklama, Kahvaltı, Havaalanı Transferleri, Klimalı Araç, Kokartlı Tur Rehberi, Seyahat Sigortası, Programda yer alan ziyaretlerin giriş ücretleri

Hariç Olanlar
Öğlen yemeği, İçecekler, Tur personeli bahşişleri, Kişisel harcamalar

Tur Personeli
Tur Rehberi ve Sürücü

Sezon
Dört Mevsim

REZERVASYON

    ?>