Bir Dilim İstanbul

Bu program İstanbul’un tarihi, kültürel ve modern yüzlerindeki çeşitliliği görme şansı veriyor. Görülmesi gerekenlerin ilk sıralarındaki cami, kilise, çarşı, sanat müzeleri ve sıra dışı sokakları üç gün boyunca keşfediyoruz. İstanbul’u turistik popülaritesinin ötesinde tanımak isteyen gezginler için özgün bir program hazırladık.

TUR ÖZETİ

Tekneyle Boğaz Turu
İstanbul Boğazının yalılarını, iskelelerini ve her iki kıyısını hayranlıkla izle.

Kariye Müzesi/Chora Kilisesi
Geç Bizans Sanatının ışıldayan mozaiklerini gör.

Dolmabahçe Sarayı
Son Sultanların göz kamaştırıcı sarayını ziyaret et.

Mısır Çarşısı
Baharat ve kahve kokuları yanı sıra çeşitliliğin, tadımın ve sunumun keyfini çıkart.

Sultanahmet Camii
Osmanlı Döneminin Selatin Camisinin büyüleyici seramiklerini gör.

Aya Sofya
Bizans İmparatorluğu’nun en dikkat çeken katedralini ziyaret et

Topkapı Sarayı
İmparatorluğun şanına tanıklık et, göz kamaştırıcı hazineyi gör.

Boğaz Turu
İstanbul

TUR PROGRAMI

Sabah Hipodrom ziyaretiyle başlıyoruz güne. Septimus Severus’un 203 yılında Bizans’ta yaptırdığı bu muhteşem meydan 450 m uzunlukta ve 150 m genişlikte ve 100.000 izleyici kapasiteliydi. İşlevi Büyük Konstantin Roma’nın başkentini İstanbul’a taşıdıktan sonra da devam etti. Şehrin adı önce “Yeni Roma”, ardından da “Konstantinapol” olarak değiştirildi. Araba yarışları en popüler aktiviteydi. Bir keresinde öyle zorlu bir yarış yapıldı ki, ardından ‘Nika’ diye adlandırılan isyan çıktı; şehir çok fazla zarar gördü ve Aya Sofya küller içinde yandı. Bu stadyumun aslî anıtlarından üç tanesi hala ortada durmaktadır: Mısır Sütunu, Yılanlı Sütun ve Konstantin Sütunu. Hemen yanındaki Sultanahmet Camiine geçiyoruz. Yapımında kullanılan mavi renk ağırlıklı on binlerce İznik Çinisi kullanıldığı için yabancılar arasında “Mavi Cami” adıyla da ünlenen bu yapı sadece bir Selâtin Camii değil, medrese, imarethane, mutfak ve türbe de içeren bir külliyedir. Namaz saatleri dışında ziyaret edip, Mimar Sinan ekolüyle yapılan bu muazzam yapının iç hacmini deneyimliyoruz. Ardından Kapalı Çarşı’ya yöneliyoruz. İstanbul’un fethinden kısa bir zaman sonra 1455 yılında yapılan ve 65 kapalı sokak, 3000den fazla dükkân ve camiler barındıran bu çarşı yapıldığında dünyanın en büyük kapalı pazarı olarak yer aldı tarih sahnesinde. Dükkânları çalıştıranlar hala 15. Yy geleneklerine bağlıdırlar. Dükkânlar arasında rekabet söz konusu değildir. Değerlemeler hükümet tarafından yapılır ve dükkânlar fiyatları arttıramazlar. Hatta son dönemlere kadar kiralarını altın ile ödüyorlardı. Pazardan geçerek Süleymaniye Camii’ne gidiyoruz. 16. Yy’da Kanunî Sultan Süleyman döneminde Ulu Mimar Sinan tarafından yapılmış. Haliç’e yedi tepe üzerinden bakan İstanbul’u bir taç gibi süslüyor. Diğer Selâtin Camileri gibi, bu da bir külliye ve kervansarayı da var. Sonra yolda 17. Yy.dan kalma Büyük Valide Han çatısından Boğaz manzarasını seyredip Mısır Çarşısına gidiyoruz ve serbest zamanla geziyoruz burayı. Sonra da otelimize dönüyoruz.

Bugün ilk olarak Topkapı Sarayı’nı ziyaret ediyoruz. Burası Osmanlı Sultanlarının evi ve hükümet ofisi olarak kullanıldı. Saray ilk olarak Fatih Sultan Mehmet tarafından 1478’de yapıldı ve 400 yıl boyunca gelişerek 25 Sultan ağırladı. İşlevsel sadeliği ve ayrıntılı çini süslemeleri Klasik Osmanlı Mimarisini temsil eder. Mutfakları, Divan’ı, Sultanların köşk ve kasırlarını, hazineyi ve Dini Emanetler kısmını ziyaret ediyoruz. Ardından 537 yılında İmparator Justinian tarafından yaptırılan ve Bizans İmparatorluğu’nun bir sembolü olan Aya Sofya’ya gidiyoruz. Erken Bizans Mimarîsinin muhteşem bir örneği olan ve 1500 yıldır ayakta duran bu yapı birçok Osmanlı camisine de model oluşturmuştur. 14 yüzyıl boyunca Rum Ortodoks Kilisesi, Roma Katolik Kilisesi ve en son unda da Camii olarak hizmet vermiştir. 1000 yıl sonra Seville’deki Giralda Katedrali yapılana kadar dünyanın en büyük kilisesi olmuştur. İkinci kata çıkarak İmparator Locasından muazzam iç alana bakacağız. Peşinden Sultanahmet Meydanında öğlen yemeği yiyoruz. Sırada Batık Saray adıyla da bilinen ve Bizans İmparatorluğunun en büyük sarnıçlarından biri olan Yerebatan Sarnıcı var. Yine Justinian zamanında, 6. Yy’da yapılmış. Tavanını 336 sütunun taşıdığı sarnıç 100.000 ton su kapasitesiyle İstanbul’un en havalı yapısı, aynı zamanda şehrin sıcağından kaçmak için de en iyi noktalardan birisidir. Gizemli atmosferi nedeniyle James Bond filmi “Rusya’dan Sevgilerle” gibi bir takım yapımlara mekân olmuştur. Ardından Haliç’e doğru yürüyor ve tekneye biniyoruz. İstanbul’un güzel bir silueti var ve Boğaz yolculuğu bunu görmenin en iyi yolu. Avrupa ve Asya kıtaları arasında 2 saat boyunca tekneyle geziyoruz. Sonra da otelimize dönüyoruz.

Sabah kısa bir transferle Dolmabahçe Sarayı’na varıyoruz. Burası Osmanlı İmparatorluğu’nun 1856’dan 1924’e kadarki son yönetim yeriydi. 6 Sultan ağırladı. Halifeliğin kaldırılmasından sonra Mustafa Kemal Atatürk 1938’de ebediyen uğurlanana kadar sarayı Cumhurbaşkanlığı Konutu olarak kullandı yaz aylarında. Önceki sarayın tersine burası altın ve kristallerle süslenmişti. İşlevleri farklı 3 ayrı alandan oluşmakta: Mabeyni Hümayun (İdari alan), Haremi Hümayun (Sultan ve ailesinin yaşam alanı) ve Muayede Salonu (Tören alanı). 285 odası, 44 toplantı salonu ve 6 hamamıyla toplam 45.000 m2lik alana sahiptir ve Türkiye’deki en büyük saraydır. Neo Klasik, Rokoko ve Barok tarzların Osmanlının klasik tarzıyla birleşmesinden oluşmuş farklı bir tarzı vardır. Saraydaki özel rehberli turumuzun ardından İstanbul Modern’e geçiyoruz. Burası 2004 yılında Galata Rıhtımına kuruldu. Kalıcı ve geçici sergilerin yanı sıra her iki yılda bir İstanbul Bienali’ni ağırlar. O günkü sergiyi gezip terastan Boğaz manzarasının keyfini çıkartıyoruz. Eminönü’ndeki yerel balık restoranlarından birinde yiyeceğimiz öğlen yemeğinin ardından Chora Kilisesine (Kariye Müzesi) geçiyoruz. Nicea’da (İznik) şehit edilen Aziz Babylas ve 84 havarisinin mezarının üzerine 6. Yy’da Manastır olarak yapılmış ilk olarak. Konstantinopolis’in şehir duvarlarının dışında yapıldığı için “Kırsal, Kırlık yer” anlamında “Chora” sıfatını taşımış. Erken kilise 11. Yy depremleriyle yıkılınca mevcut kilise Rum tarzı haç planlı olarak yapılmış ve giriş, ana salon ve yan salonlara sahip. Kilisenin iç duvarları İsa’nın mucizeleri ve Bakire Meryem’in hayat hikâyesini gösteren etkileyici özgün mozaikler ve iyi korunmuş fresklerle kaplı. 16. Yy’da Sultan 2. Beyazıt zamanında camiye çevrilmiş. Bu sırada mozaik ve fresklerin beyaz alçıyla kaplanması korunmalarına da yardımcı olmuş. 1958 yılında müzeye dönüştürülerek ziyarete açılmış. Ziyaretimizin ardından 1851 yılında Osman Hamdi Bey tarafından kurulmuş olan İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gidiyoruz. Müze yerleşkesi 3 binadan oluşuyor: Eski Şark Eserleri Müzesi, Çinili Köşk Müzesi ve Arkeoloji Müzesi. Sergideki çeşitliliğinden dolayı 1993 yılında Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü kazandı. İskender Lahdi, Truva Hazinesi ve Lübnan ve Mısırdan gelen eserler gibi önemli parçaları geziyoruz. Otelimize dönüp, hep beraber veda yemeğini yemek için Beyoğlu’na çıkıyoruz.

GEZİ BİLGİLERİ

  • Zorluk Derecesi

    Kolay

  • Konaklama

    Konaklamasız Günlük Tur. Otel rezervasyonunuzu acentemiz üzerinden yapabilirsiniz.

  • Süre

    Sabah 08:00de başlar, akşam 17:00 civarında biter.

  • Ekipman

    Güneş Kremi, şapka, rahat kıyafetler

  • Yemekler

    Yerel bir restoranda öğlen yemeği

ÜCRETLENDİRME

Kişi başı 500 TL

Dahil Olanlar
3 Öğlen yemeği, 3 Akşam Yemeği, Klimalı araç, Kokartlı Tur Rehberi, Seyahat Sigortası, Programda yer alan ziyaretlerin giriş ücretleri

Hariç Olanlar
Konaklama, İçecekler, Tur personeli bahşişleri, Kişisel harcamalar

Tur Personeli
Sürücü ve Tur Rehberi

Sezon
Dört Mevsim

REZERVASYON

    ?>